Bu Blogda Ara

20 Mayıs 2012 Pazar

Sınırlı Hayata Sınırsız Ceza

Hayatımızın sınırlı kısıtlı ve kısırlılıklarla dolu olmasına rağmen ve bizim Kur'an'da aciz ve cahil zalim (Ahzab 72) gibi sıfatlarla nitelendirilmemize rağmen bizim çok zor olduğu için dağların kaldırmak istemediği  teşbih yapılmış (Aynı ayet Ahzab 72) sorumluluğu nasıl üstlendiğimiz sorusunun cevabı nedir?

Neden İnsan bu sorumluluğu yüklenmek istemiştir? Nasıl nerde ve ne zaman bu sorumluluğu almıştır. Eğer biz Adem (as) yaptığı hata nedeniyle dünyaya gönderildi isek o zaman bu sorumluluk ne zaman alınıp verilmiştir?

Biz acil cahil ve zalim isek neden sınv sonucu sonsuz bir ödül veya ceza oluyor?

Bu ve benzeri soruların cevabının tatmin edici şekilde verilmeden insanların bir bağlılığının olmasını beklemek tutarlı olmaz sanırsam. Bu karmaşaları bilmek insanların düşüncelerini tartışmasına müsaade edecek ortamlar oluşturmak önemlidir. Ne kadar çok soru soruluyor ve ne kadar cevap geliyor. Bugün ateist veya inanmayan insanlar bu soruları soruyor ve bunlar soru işareti olarak kalıyor değil mi?

Hoca size bir sınav yapıyor zorunlu seçim yok ve sınavın soruları zor ama siz biraz safsınız bilgisiz. Sınava girdiniz ama geçemediniz sonuç sonsuz ceza. Bu size biraz adaletsiz gelmezmiydi?

Hayatınız biraz da öyle değil mi? Ne kadar okursan oku ne kadar istersen iste mantık akıl ruh her ne ise onlarda sınırlı ve hayatın mantığını tam anlayamıyorsunuz en azından %100 değil bu durumda bir kumar oynar gibi nihai bir seçim yapacaksınız eğer müslümansan ne çeşit bir müslüman olacağına karar vereceksin? Eğer ateistsen neye inansam diye bir anlam arayışına çıkarsın. Eğer budist hristiyan veya başka dindensen ona göre.

Herkes birşeyler söyleyebilir bu konuda ama bir ağızdan çıkan şeyler var bir de hayatın gerçekleri var. İnsan hayatta kendi benimsediği mantaliteyi iş dine gelince uygulamıyor ve sadece tekrar ediyor ağzıyla. Mesela öss sınavını herkes adaletsiz bulur (belki bazıları bulmayabilir) ve bazıları yıllarını bu sınava yatırır. Ama hayat sınavı islama göre ebedi hayatın geçitidir. Buna inandığını söyleyen insan rahat gezebilir dünyada. Bu aslında bana göre herkesin sadece ağzıyla tekrar ettiği ve anlamak istemediği veya göz ardı ettiği gerçeğin onları aşırı derecede rahatsız etmesi ve eğer bu durum ile yüzleşilirse hayatın ne hale geleceğinin farkında olmalarından dolayıdır. Eğer ben gerçekten inanırsam ebedi cennet ve cehennem var hemde ben aciz ve cahilim zalimim (Kuran'da) aynı zamanda, nasıl bir ruh hali alır insanı bir hayat mümkün olur mu? Onurlu ve yaşanılabilir bir hayat?

dinin söylediği aslında hayatın güzel olması felan değildir bana göre, mutlu olmak huzurlu olmak felanda değildir insan böyle bir inanışla (ebedi cennet cehennem) mutluyum huzurluyum dahası böyle bir dünyada diyorsa bravo tebrik ederim ya bu cahillikten yada kendini gerçekten kandırmayı başarmış olmaktan.


Mutluluk arayışları anlamsız. Life is suffering, hayat acı çekmektir diye alıntı yaptı Tarık Ramazan hafta sonu geldiği konferansta. Bence bu hayattan kurtuluşu arıyor insan mutluluktan ziyade vesselam.




1 yorum:

  1. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah a dır.
    yazınızın büyük buhranların içinde yol almaya çalışan beşerin çırpınışları dışında bir çıkış yolu arama kaynaklı olduğu kanaatindeyim.
    Bizler bir imtihan için bu dünya ya gönderildik, ama biz imtihana gitme isteğimizi kendimiz seçmedik bu doğru mu? olabilir.Böyle dahi olsa biz neden gönderildik yada neden ben diye bir düşünce aşamasında hep kendimiz ile çelişip tekrar başa yani soru sorduğumuz noktaya dönmekteyiz.Bu biraz iç içe grift bir yolculuk.Nedenler ile dolu bazen isyanları dile kadar getiren sonra bir geri çekilme ve kabulleniş. Bir çıkışın sadece müslümanlara göre Kur an dan yola çıkarak bulunacağı ama bu arada yine iman söz konusu olduğu için yarım aralık bırakılmış bir kapı ve sorular...Eğer Yaratıcı dileseydi bizi aynel yakin ve hakkel yakin konumunda açık kapılar bırakarak bizim tam anlamıyla açık ve temiz iman sahipleri olmamıza müsaade ederdi ama ne var ki herkes kendisine tam güvenli dostlar ararken bazen dostların şüphe duymamasını ve tam teslimiyetle kendilerine bağlanmalarını isterken Yaratıcı da böyle bir yol ile bizleri imtihana tabi tutmuştur.
    Neden demek mantıksız çünkü nasıl ki uyuyup uyandığımızda neden uyandırıldım sorusunu sormayıp günlük hayata devam ediyor isek burda da aynı durum söz konusu.
    İnsan yeryüzünde ve bütün mahlukat içerisinde neden sorusunu sorup tercihlerde bulunabilen tek varlık olmasından yola çıkarsak bu kadarı bile bazı taşları yerine oturtmak için yeterlidir.
    İslamın son peygamberi Hz.Muhammed salllahu aleyhi vessellem melek(cebrail) o'na ilk emirleri okuduğunda herhalde büyülendim hissine kapıldı birilerinin dediği gibi hiçte hazır ve beklenti içinde değildi.Hatta rivayet odur ki bir uçurumun kıyısına gelip kendini atmak istedi ama gördüğü bazı olağan stü olaylar nedeni ile vazgeçti.Bizler normal insan aklının zorlanacağı ve sabır ve sadakat gösterenlerin kazanacağı bir imtihanın tam da içindeyiz sisler karanlıklar ve sonu aydınlık bir yol.
    Hiç bir sistem ve inanış yüzde yüz taşları yerine oturtarak insanı ve gayeyi açıklayamaz bir tek islam dışında...
    selam ve dua ile
    mustafa ÖZTÜRK

    YanıtlaSil