Bu Blogda Ara

10 Şubat 2012 Cuma

Ruhum Daralıyor Ruhum...

 Cennetten ilk evimizden kovulduktan sonra gittikçe daha da umitsiz vaka olduk içimizde bir yerlerde hissettiğimiz o boşluğu doldurmak için. Lakin bu boşluğu doldurayım derken yolda engellere takıldık hep. Her birimiz farklı şeylere takıldı. Bazı insanlar uyuşturucu ve alkol de takıldı, kimisi makam mevki de kimisi de parada takıldı. Bazımız da kariyer yaparken çocuk da yaptık belki ama boşluğu dolduramadık.


Kimimiz insanlarda takıldı orada takılıp kaldık kaybettik kendimizi orda.


Fakat, ya bütün bu engeller mücadeleler tecrübelerin amacı aynı ise hepsinin maksadı bizi geldiğimiz yere döndürmek ise. Ya, her başarı, her kayıp, her güzellik, her düşüş, her acımasızlık, her gülücük bizimle Allah arasındaki başka bir perdeyi kaldırmayı amaçlıyorsa. Bizimle geldiğimiz yer arasında dönmeye çalıştığımız yer arasında.


Peki ya herşey sadece onu görebilmek içinse.


Bilmeliyiz ki bu dünyada tecrübe ettiğimiz her şeyin bir amacı var. ve o gayeyi görecek olanlar da biziz. Mesela güzelliği ele alalım. Bazı insanlar güzellik gözlerinin önünde olmasına rağmen farketmezler bile. Güneşin doğuşuna şahit olurlar rengarenk bir ormanı görürler ama güzelliği fark edemezler.


Diğer insanlar bu güzelliği görür ve takdir ederler. Durup düşünürler. hatta çok etkilenebilirler bile. Fakat o etkilenme orda sona erer. O insan sanatı takdir eden hayran kalan ama sanatkarı hiç düşünmeyen birine benzer. Sanat sanatçının verdiği bir mesaj değilmidir? Öyleyse resimin içinde kendini kaybeden sanatsever şahsiyet gerçek mesajı asla idrak edemez ve aslında o çizim amacını yerine getirmemiştir.


Yeni doğan güneşin, yağan ilk karın, hilal şeklindeki ayın ve devasa okyanusların gayesi bu yalnız gezegeni süslemek değildir. Asıl gaye bundan çok daha derinlerdedir. Gerçek maksad Allah'ın Kuran, da belirttiği gibi


Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.


Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler. Ali İmran 190*191


Bütün bu güzellikler birer işarettir ayettir. fakat kimler için ? bu işaretler bunların üzerinde akıl eden düşünen insanlar için deliler kafadan kırıklar veya sorunlular için değil? Kendisi psikolojik sorunlar içinde yüzen bir insan hiç bu güzelliklere bakıp bunları takdir edebilir mi? Silkelen kendine gel bu hayat şaka değil beyhude hiç değil bu hayat bir görev yaşamak zorundasın yaşamak bir görev evet zorla beğenmiyorsan çıkmak istiyorum diye bağır.


Güneşin batışı bile incelenmeli bu anlamda. Bütün bu gördüklerimiz aslında birer yansımadır. Bütün güzelliklerin kaynağının yansıması. Yıldızları, ağaçları, okumalı bilmeliyiz onların arkasındaki mesajı anlamak için. Eğer bunu yapmazsak denizden mesaj getiren bir su şişesine hayran kaldıktan sonra onun içini açıp mesajı okumayı unutana benzeriz.


Yıldızlarda ne var peki hangi mesaj var. Onun muhteşemliğine mükemmelliğine ve güzelliğine giden bir mesaj. O güzellikte kaybetme kendini devam et tefekküre daha fazlasıını göreceksin.


Nihayet şu sonuca geleceksin  “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız.'


Gaye Herşeyin bir tane gayesi var.  senin hayatındaki hiçbir olay, üzüntü, sevinç, acı tatmin, kayıp amaçsız değil kardeşim. Doğadaki mesajları okumayı bildiğimiz gibi kendi hayatımızda yaşadıklarımızdan da mesajları okumayı bilmeliyiz. Hep bir işaret felan arıyoruz halbuki onlar her yerde etrafımızda, Allah'ın bize konuşmasını istiyoruz hep. Aslında Allah sürekli konuşuyor. Fakat soru şu biz dinliyormuyuz? 


Bilmeyenler, “Allah bizimle konuşsa, ya da bize bir mucize gelse ya!” derler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti. Onların kalpleri (anlayışları) birbirine benziyor. Biz âyetleri, kesin olarak inanacak bir toplum için açıkladık. Bakara Suresi 118


Bize olan veya yaptığımız veya kaybettiğimiz veya yakaladığımız veya günaha girdiğimiz her şeyin derinine baktığımızda ve Allahı gördüğümüzde gayeyi anlamış olacağız. Sevdiğimiz hoşumuza giden bir şey olduğunda dikkatli ol noktayı kaçırma. Hiçbir şeyin sebepsiz olmayacığını unutma. Ne istiyor senden ne bekliyor? Ne yapıyorsun bu dünyada sen böyle. Okumak iş sahibi evlenmek, emekli olmak sonra ölmek bu mudur? 


Benzer şekilde hoşuna gitmeyen bir şey olursa acının içinde kendini kaybetmemeye dikkat et. şişedeki mesajı oku zorla kendini biraz anla mesajı biraz daha al ondan. 


Eğer günaha girersen veya herhangi bir şekilde ayağın kayarsa şeytanın seni ümitsizliğe veya kendi kendini aşağılayan duruma düşürmesine izin verme. Bu günahın ardından tevbe et. ve Allah'ın rahmetıne şahit ol. ve Allah'a daha da yaklaş. 


Eğer sana çözülemeyecek bir proble gibi gelirse bu durum, ümidini kesme. Seni yaşatan bu koca gezegeni ayakta havada tutan Allah'ı düşün senin aklına gelmeyecek neler yapar o. Fırtına varsa havada, sadece ona sığın. 


Unutma herşey yok olduğunda ve sadece Allah kaldığında Allah soracak: Bugün mülk (hükümranlık) kimindir? Tek olan, her şeyi kudret ve hâkimiyeti altında tutan Allah’ındır. Mümin 16


O gün onlar ortaya çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah’a gizli kalmaz. Bugün mülk (hükümranlık) kimindir? Tek olan, her şeyi kudret ve hâkimiyeti altında tutan Allah’ındır Mümin 16


Hükümranlık kimin şimdi? bunun birazını olsun anlamaya bak bu dünyada. Başka kimin seni kurtarmaya gücü yeter? Kim seni tedavi edebilir iyileştirebilir. Kim senin kalbini doğrultabilir. Senin gidecek kimin var başka kimden fayda var. Hükümranlık kimin bugün?


Karşı konulmaz Allah'ın. Başka bir şeye doğru yol almak karşı konulmaz olana karşı koymaya çalışmaktır. Birliği akıl ruh kafa beden her neyse bunların bütünlüğünü ondan başka kimde bulabiliriz. 


Nihayetinde başka nereye gidebilriz biz? hepimizde aynı şeyi istemiyor muyuz? Bütün olmak kamil mutmain olmak mutlu olmak ve Evdeyiz diyebilmek yeniden. 


MELİH SEVER..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder