Bu Blogda Ara

6 Mart 2012 Salı

Bir Müslümanın Zorluklar Karşısındaki Cevabı (Yasemin Mogahed)







Müslümanlar için şu an karmaşa zamanı. Bazen ümitsizliğe düşmemek gerçekten zor. Birçoğumuz merak içinde neden bütün bunlar bizim başımıza geliyor diye. Yanlış bir şey yapmadığımız halde bunlar niye oluyor diyoruz. Güya özgürlük, adalet ve saadet üzerine kurulan bir medeniyetin çocukları nasıl böyle bir ayrımcılığa ve zulme maruz kalabilir.


Bütün bu düşünceler normal fakat bunların ötesine bakmalıyız. İlüzyondan ilerisini görüp onun arkasındaki gerçekliğe bir göz atmamız gerekli. Eğer bu hologramdaki gerçeği görmek istiyorsak görüşümüzü yeniden odaklamalıyız.

Gerçek ise Kuran'da ve Peygamberimizin öğretilerinde çokça tekrarlandığı gibi 'bu dünyadaki herşey birer sınavdır'. 


Allah Kuran'da şöyle buyuruyor. 'O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır'. (Mülk suresi 2. ayet).


Burada ölümün ve hayatın yaratılmasındaki amacın bizi sınamak olduğu belirtiliyor. Acil durum alarmını düşünün bir an. Gayesi nedir onun? Alarm tehlikeli bir şeyin geldiğini haber vermek içindir değil mi? Eğer onu duyarsak doğal olarak panikleriz. Peki bu alarmı denemek istediklerinde ne olur? Bizi denemek için bu test yapıldığında ne olur? Alarm aynı şekilde öter ama bu sadece bir testtir. Öyle gözükmesine hissedilmesine ve duyulmasına rağmen o gerçek değil sadece bir testtir. Sadece bir test. Ve biz tekrar ve tekrar test boyunca hatırlatılırız.

Bu tam da  Allah'ın hayat hakkında bize bahsettiği şeydir. Hayat sanki gerçekmiş gibi görünecek, hissedilecek duyulacak bazen bizi çok korkutacak. Bazen bizi çok ağlatacak. Bazen bizi kaçmak zorunda bırakacak sağlam durmak yerine. Fakat bu hayat ve içindekiler sadece birer test. Aslında gerçek değiller. Acil durum tatbikatlarındaki gibi bize gerçekte ne yapılması gerektiğini öğretiyor. Alarm sireninin arkasındaki gerçeklik için bizi hazırlıyor.

Peki bu test alarmı bizim için sürpriz değilse ne olur. Herkesin bu testten haberi olursa ne olur? Bir dakikalığına Allah'ın bize bıraktığı notu bir düşünün.


3:186


Andolsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah’a ortak koşanlardan üzücü birçok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bunlar (yapmaya değer) azmi gerektiren işlerdendir. (Ali İmran 186. ayet). 

Yani şimdi bu haberlere ve bilgilerle birlikte hayal edin ki bize sayısız topluluğun milletin test edildiği haberleri de gelsin. Allah şöyle buyuruyor;

2:214

Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır. (Bakara suresi Ayet 214). 


Yani bu alarm testi sadece bilinmekle kalmıyor, yeni olmadığını da öğreniyoruz. Bizim topluluğumuzun milletimizin tek olmadığını anlıyoruz. Peki bütün bunların ardından alarm çalmaya başladığında nasıl davranırız. Yani tatbikat ise bu telaşlanmayız ve inanmamazlık yapmayız. Panik olmayız yani. Strese bile girmeyiz.

Fakat bir şeyler yaparız.

Burası en mühim bölümdür. Kimin için bir şeyler yapıyoruz. Bizi kim test ediyor. Gerçekte bizi kim izliyor. Mit, CIA, Mossad, Polis, Tvler... Hayır. Onların hepsi bu ilüzyonun bu testin bir parçası. Hepsi testin canlıları. Biz sadece bir hükm için davranırız sadece bir. Biz sadece gerçek realite için davranırız. Hak için yaparız ne yaparsak. Çünkü biliriz ki O bizi izliyor ve yargılayacak olan tek O var bu testi.

Bir kez bu gerçeği anladık mı dramatik bir şey olur. Bunun sadece bir test tatbikat olduğunu anladığımızda sorular birden değişiverir. 'Bu nasıl olabilir?' 'Neden adalet yok?' soruları yerine sorularımız 'Nasıl davranmalıyım?' 'Bu testi nasıl geçebilirim?' 'Ne almam gerek bu testten?' 'Beni zulümle yöneten, işkence eden ve baskılayan bu insanların yaratıcısını ve testin kendisini içinde bulunduğum ilüzyondan nasıl görebilirim?' 'Topluluk ümmet olarak bu testi bizi Allah'a daha yaklaştırması için nasıl kullanabiliriz?' 'Bizi Allah'a daha yakınlaştırmak için yaratılan bu testi amacına uygun olarak nasıl geçebiliriz?' Allahu Ekber.

Allah'ın bu testlerinin güzelliği şu ki Allah bizi testlerin geleceğine dair uyardıktan sonra onlarda nasıl başarılı olacağımızın tarifini de veriyor; Sabır ve Takva.


Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.Andolsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah’a ortak koşanlardan üzücü birçok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bunlar (yapmaya değer) azmi gerektiren işlerdendir.(Bakara Suresi 185-186). 


Diğer bir ayette Allah kurulan tuzaklara karşı nasıl başa çıkacağımıza ilişkin iki niteliğe vurgu yapıyor.

3:120


Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır. (Ali İmran 120. ayet)




Bize gelen açıklamalarda bizden önce test edilenlerin nasıl davrandığı da açıklanmıştır;


Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler. Bundan dolayı Allah’tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah’ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf sahibidir.O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mü’min iseniz, benden korkun. (Ali İmran 173-175).


Diğer bir ayette ise Allah şöyle buyuruyor; 


Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostu çarpıştı da bunlar Allah yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever. Onların sözleri ancak, “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et” demekten ibaretti. Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiretin güzel mükâfatını verdi. Allah, güzel davrananları sever. Ey iman edenler! Siz eğer kâfir olanlara uyarsanız sizi gerisin geriye (küfre) çevirirler de büsbütün hüsrana uğrarsınız. Hayır! Yalnız Allah yardımcınızdır. O, yardımcıların en hayırlısıdır. (Ali İmran 146-150)


Allah böylelikle bize bunları aktarıyor ki bizde bizden öncekilerin yaptıklarından dersler alalım. Ve onların karşılığı şu olmuştu; “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sağlam tut. Onların cevabı Kâfir topluma karşı bize yardım et” olmuştu. Onların cevabı teste bakmak değildi, onların cevabı testin arkasındakine bakmaktı. Ona baktılar ve arkasında Allah'ın olduğunu gördüler. Farkettiler ki Allah sadece bu testi onlara veren olmadığı gibi bu testten onları kurtarabilecek tek kişidir. Ve onlar Allah'tan yardım istediler tövbe ile sabır ile ve takva ile. 


Bunlardan en mühimi Allah müslümanlara başarı müjdesi vererek onları rahatlatıyor;


Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz. Eğer bir yara aldıysanız, o kavme de benzeri bir yara değmiştir. İşte o günleri biz onları insanlar arasında devrettirip dururuz. Bu, Allah'ın iman edenleri belirtip ayırması ve sizden şahidler (veya şehidler) edinmesi içindir. Allah, zulmedenleri sevmez; Bir de Allah, iman edenleri arındırmak ve küfre sapanları mahvetmek için böyle yapar. Yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri (sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? (Ali İmran 139-142).


Bir kez gözlerimizdeki lensleri değiştirdik mi verdiğimiz hem kalbi hem de fiziki cevab değişiyor. Bizden önceki Dosdoğru insanlar test edildiğinde bu onların ancak imanını ve kulluk bilincini artırmıştır.


Allah şöyle diyor; Mü’minler, düşman birliklerini görünce, “İşte bu, Allah’ın ve Resûlünün bize vaad ettiği şeydir. Allah ve Resûlü doğru söylemişlerdir” dediler. Bu, onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır. (Ahzab suresi 22. ayet)


Fakat biz o gözlerimizdeki lensleri değiştirmeden 'Bu bizim başımıza nasıl geldi?' sorusundan öteye geçip testin gerçek gayesini farkedemeyeceğiz; ruhani bir arındırma, kuvvetlendirme ve seni, beni ve tüm varlığı Yaratana bizi yaklaştırma aracı. 












Bu makale Amerika'dan Yasemin Mogahed isimli değerli insanın yazısından aynen çevrilmiştir. Aşagıda orjinal yazının linki verilmiştir.




http://www.yasminmogahed.com/2011/03/15/a-believer%E2%80%99s-response-to-the-king-hearings/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder