BEKİR
Sizi bir arkadaşımla tanıştırmak istiyorum. Bunu öyle lüks bir kafede, ya da eğlencenin tavan yaptığı bir arkadaş partisinde yapmak isterdim, ama olsun. Her süslü hayatın bir garibana, bir serseriye ihtiyacı vardır belki de. Onun bol arkadaşlı bir facebook profili, ya da club’larda check-in yaptığı bir twitter hesabı yok, ama güzel bir kalbi var. Bekir.
Gerçekten ne istediğini bilmeyen bir adam Bekir. İşlere “nereye giderse” diye bakan, belki biraz salak, belki de aptal bir aşık. Olmayacak hayalleri, hepimizden daha pembe bir dünyası var belki de. Genelde boş konuşan, ama dolu seven bir adam o. Sevdiğinin orospuluğuna göz yumabilen, aslında zararsız, bir şey yapmayan ama istenmeyen, hoşlanılmayan bir adam o.
Oldukça gurursuz, bir o kadar da dik başlı. Kendisi saçmalamaktan nefes alamayan, ama akıl vermekte üstüne olmayan bir insan. Sıkışınca küfrü basan, ağzı bozuk, eli ağır bir adam. Değmeyen şeylere kırılıp ağlayan, ellerini tutmak isteyenlerden kaçırıp, gözlerini bağlayan bir salak o. Sahip olduğu kini de, sevgiyi de boşa harcayan bi adam
Dönüp dolaşıp yine gelen, kendi değerini bilmeyen, kalbi kırılmadan, günahı alınmadan gitmeyen bir adam o. Küfür yiyen, suratına tükürülen bi adam. Sonunda bu nasıl yaşamak deyip kendinden vazgeçen, haddini aşan, ve en sonunda boğulan bir adam o.
Ben Bekir’i seviyorum, siz de sevin. Ama daha da önemlisi; kimi seviyorsanız, onu “Bekir gibi sevin”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder