Bu Blogda Ara

13 Mart 2012 Salı


YOU’LL FİND ME İN THE NEXT LİFE IF NOT İN THİS ONE


Genç 16 yaşındaydı. Her zaman bindiği minibüse binmiş her zamanki yoldan hep bildiği yere gidiyordu. Ramazandı acıkmıştı halasının iftar için yaptığı yemeklerin lezzetinden emin bir şekilde çabucak varmayı planlıyordu açlığın etkisiyle düşündükçe uzaklaşan yere. Minibüste her zaman ki gibiydi iftar için alınmış sıcak pide kokularıyla buram buram kokuyordu. Tam minibüs kalkmak üzereyken biri geldi oturdu. Kimse onu yabancılamıyorken o sanki herkese yabancıydı. Genç onu herkesten geç fark etti. Ve ona doğru baktı baktı baktı… Bakarken ne bir ses işitti ne de gözü başka bir şey gördü sadece baktı öylece. Uzatmak için eline sıkıştırdığı bozuklukları indiğinde fark etti. Minibüs ücretini vermemişti. Giderken ekmek alması gerekiyordu almadı. İçecek alması gerekiyordu almadı. Çocukluğundan beri yemeğe düşkün olduğundan tabak tabak yemesi gereken yemeklerden tadımlık yedi. Bu hali dikkatlerden kaçmayınca kimi hasta olduğunu kimi yorgun olduğunu düşündü. Halbuki düşündükleri gibi değildi. Neydi peki durum? Ne olmuştu? Aşık mı olmuştu genç? Aşk ne ki? Gücü nedir? Kudreti nedir? Genç bunların hepsinin saçmalık olduğunu biliyordu. Biliyordu ama kızın hangi okulda okuduğunu, dershanesini, denemelerden aldığı puanları, hangi çikolatayı sevdiğini, yediği dürümün arasına maydanoz koydurmadığını bile öğrenmişti kısa zamanda. Ve genç için sadece bir meraktı bu. Çok abartılmaması gereken ama bütün güzel sıfatları üzerinde barındıran hayali bir kahraman oluşturmuştu kendine. Bütün ipler kendi elinde olduğundan düşüncelerini yıkacak hiçbir kötü şeyi yakıştıramıyordu kahramanına. Aslında aklını başına getirecek şeylerde yaşamıştı  18 inde sokakta biriyle gördüğünde yığılıp kalmıştı kaldırıma. Aynı şey  19 unda bir düğünde olmuştu. Dizlerinin titrediğini ve yere düştüğünde içinin nasıl yandığını iyi biliyordu halbuki. Ama vazgeçmedi. Tamam mükemmel değildi, belki hayallerinde bu yoktu ama her şey hala çok güzel olabilirdi gerçekten mükemmel olabilirdi. Doğru an doğru cümleler ona istediğini verecekti. Bu anı yakaladı ve en iyi şekilde değerlendirip bir şekilde (kendine) kullandı ve kazandı. 21 yaşındaydı. Tam beş yıl sonra her gün her an düşündüğü şey yanında yanı başındaydı. Ona dokunabiliyor saçlarını okşayabiliyordu. Zaman geçiyor ve genç her gün bayram sabahına uyanıyordu. Mutluluk, huzur gibi herkesin hayal ettiği bütün soyut duyguları yaşıyordu. Ta ki koza yırtılıp kelebek dışarı  çıkıncaya kadar. Kız, gencin sevdiği kızdan çok farklıydı. Kaşları, gözleri, saçları aynıydı ama farklıydı işte farklı olan bir şeyler vardı. Arkadaşları vardı mesela tercihleri  vardı. Geçmişte yaşadığı seviyeli ilişkileri vardı. Hayal ettiği kızın yapmayacağı şeyleri yapıyordu kız. Belki yanlış değildi kızın yaptıkları ama gencin puzzle ını tamamlamıyordu bu parça olmuyor  oturmuyordu  bir türlü. Gençte değişmişti artık o kadar kontrollü ve sabırlı değildi. Övünerek kendine duyduğu saygınlıktan eser kalmamıştı artık. Yani mükemmeli hedefleyip beklerken iyi bile değildi durumu. Çok geçmeden kelebek kozadan ayrılıp uçmaya genci terk etmeye başladı. Gencin içi ise hala rahat değildi. Madem böyle olacaktı neden o zaman bu kadar kuvvetli duygular hissetmişti? Dizlerinin bağını çözüp onu yere düşüren onunla buluşmak için derslere gitmeyip okulu uzattıran gece gündüz onu düşündüren bu devasa duygulara ne olmuştu? Tamam tamam hepsi kaderdi ve kaderi böyleydi öylemi? Bence sorun gencin hayatını ve hayallerini mükemmelleştirmeye çalışmasında gizli. O hayaller o kadar mükemmel o kadar ince, bir kuyumcu titizliğinde kurulmasa sonucu da bu kadar yıkıcı olmaz. Bu dünyanın ve yaşadıklarımızın bir sınav olduğunu unutmasak bu genç gibi yıkıcı çaresizliklerimiz olmaz beklide. Dünyayı ve içindekileri onları yaratandan çok sevdikçe ve onu unutturdukça  hiçbir sevgi mükemmel olmayacak. Her sevgi her aşk her kıymetli değer defoludur  bu dünyada. Kimisi bu genç gibi yaşar ve görür kimisi de hayal eder. Ve bütün hayaller azımsanmayacak kadar mükemmeldir. İşte o yüzden ben bu gence diyorum ki eğer bunda olmazsa onu sonraki yaşamında bulacaksın. Çünkü mükemmel olan tek yer orası.             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder